Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi’nde yeni bir dönem başladı. Göreve gelen 3. rektörümüz Prof.Dr. Ilhami Gülçin’i öncelikle kutluyor ve başarılar diliyorum.
Her yönetim değişimi beraberinde hem umutları hem de soru işaretlerini getirir. Fakat bu kez yeni rektörümüz, geçmişe oranla çok daha düzenli, daha az sorunlu bir yapı devraldı.
Oysa üniversitemiz, geçmişte kolay süreçlerden geçmedi. İlk rektör Sayın İrfan Aslan dönemini hatırlayanlar çok iyi bilir. Kendisinin “özgür ve bağımsız” yönetim anlayışı, zamanla “ben merkezli” bir idareye dönüşmüş, üniversite içinde gerginlikleri artırmıştı.
O dönem kaleme aldığımız yazılarda da dile getirdiğimiz gibi, sayın Aslan ne yazık ki istişare kültürüne çok da açık bir yönetici profili çizmiyordu.
Arslan’ın ardından büyük bir mücadele ile göreve gelen Prof. Dr. Abdülhaluk Karabulut, neredeyse enkaz haline gelen bir sistemi devraldı. Yaklaşık iki yıl boyunca yapısal onarım, kurumsal düzenleme ve sistemsel iyileştirmelerle uğraştı. Kolay olmadı, üniversitenin belki de en zorlu, en sancılı dönemini yönetti. Ama sabırla, dikkatle ve sessiz bir gayretle üniversiteyi rayına oturtmayı başardı. Kendisine, bu meşakkatli süreçte gösterdiği azim ve fedakârlık için teşekkür etmeliyiz.
Şimdi ise yepyeni bir dönem başlıyor. Bu defa rektörümüz, hemşehrimiz, yani bu toprakların insanı. Üstelik düzenlenmiş, kurumsallaşma yoluna girmiş bir yapı devralıyor. Elbette her yönetici kendi ekibini kurmak, kendi tarzını belirlemek ister. Bu da doğaldır. Bizler bu yeni dönemin üniversitemize huzur, üretkenlik ve akademik başarı getirmesini temenni ediyoruz.
Yeni rektörümüzün Ağrı’nın evladı olması bizleri ayrıca memnun ediyor. Çünkü kendi toprağının havasını soluyan, suyunu içen bir yönetici, şehriyle daha derin bir gönül bağı kurabilir. Bu avantajı da doğru kullanacağına inanıyoruz.
Başta sayın rektörümüz olmak üzere, yeni yönetim kadrosuna başarılar diliyor; üniversitemizin bu dönemde daha da güçleneceğine olan inancımı ifade etmek istiyorum.