NEZİR ÇELİK’E DAİR

NEZİR ÇELİK’E DAİR

Yazar: Esra Can

 Bazı insanlar yaşadıkları yere yalnızca iz bırakmaz; o yerin hafızası olurlar. Nezir Çelik, Doğubayazıt’ın sesi olan bir gazeteyi yalnızca yayımlamakla kalmadı, ona yüreğini, ömrünü, inancını kattı. Kaleminin mürekkebi memleketin rüzgârından, dağından, insanından beslenirdi. O, Doğubayazıt Gazetesi’ni sadece çıkarmazdı; yaşatırdı. 

Nezir Abi’nin vefatıyla, sadece bir insanı değil, bir devri, bir sözü, bir vicdanı uğurladık. O, başyazılarında halkın derdini taşıyan, köşe yazılarında sessizlerin sesi olan, haberlerinde hakikatin izini süren bir insandı. Onun ardında bıraktığı en büyük miras, bir matbaanın kokusu, bir dizgi masasının sessizliği ya da gazete kağıdının hışırtısı değildi; ardında bıraktığı, onurlu bir emeğin, hakiki bir gazeteciliğin iziydi. 

Ve şimdi bu izleri, onun canından bir parça, kızı Dengi Çelik sürdürüyor. Bu kolay bir devralış değil. Çünkü bu bir makam değil, bir yüktür. Bu yük, kelimelerle taşınır; vicdanla, cesaretle ve inançla sürdürülür. Dengi Çelik, babasının emanetini devralırken, aslında bir gazetenin değil; bir halkın sesinin devamını üstlenmiş oldu. Bu, kendi kaderiyle Doğubayazıt’ın kaderini birleştirmek demek. 

Görüyoruz ki, Dengi hanım sadece bir ismi değil, bir ideali yaşatmak için bu yola çıkmış. Ve biz biliyoruz ki, kadınlar bu coğrafyada yalnızca doğurmaz, diriltir de. Şimdi Nezir Abi’nin ruhu, kızının kaleminde yaşamaya devam edecek. Aynı masada, aynı manşetlerde, aynı sabahlarda… 

Nezir Abi’ye rahmet, Dengi Çelik’e kuvvet diliyoruz. Doğubayazıt’ın sesi susmayacak. Çünkü bu ses, artık hem bir babanın mirası hem bir kızın duası kadar güçlü…



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor