HER MESLEĞİN TAKLACILARI VAR, TIPKI SİYASETÇİLER GİBİ…

HER MESLEĞİN TAKLACILARI VAR, TIPKI SİYASETÇİLER GİBİ…

Her mesleğin taklacıları vardır. Kiminin az, kiminin çok. Kimse benim meslek grubum ayrıdır demesin.

Bazı meslek grupları çok ciddi kriterler gerektirir. Bu kriterleri yerine getirmenin zorluğu o meslekte yığılmaları azaltır. Azalan yığılmalar ise nispeten kaliteyi artırır. Lakin siyaset gibi gazetecilik gibi STKcılık gibi giriş kriteri az, etkisi çok meslekler, içinde daha çok taklacı barındırır.
Siyasetçi derken, tabii ki bir kişiyi veya grubu kastetmiyorum. En kolay olunan, en çok kazanılan, en çok itibar görülen grup olduğu için onu birinci sıraya koydum. Rağbet görme sebebi menfaattir. Menfaatte, kazananda olduğu için bu taklacılar her zaman kazanandan yana olurlar.
Siyasette her bölgenin kazananı/kazandıranı farklıdır. Ama kazananlar genelde bu taklacılardır. Asıl davanın derdini çekenler ezilir, taklacılar, ön saflarda parende ata ata ilgiyi, alakayı, alkışları ve makamları üstlerinde toplarlar.
STK işi de öyle. Kuruluş amaçları her ne kadar devletin ulaşamadığı yerlere ulaşmak, yapamadıklarını yapmak, saramadıklarını sarmak olsa da günümüz toplumunda bunun da ucu kaçmış gibi görünüyor.
STKcılık bir gönül işidir. Bu işi yapan, zamanını, parasını, potansiyelini hizmet ettiği derneğin kuruluş amacı için harcar.
Bizde öyle mi? Bu işi hakkıyla yapan abilerimiz ve ablalarımız tenzih ediyorum. Lakin çoğunluk menfaat peşinde koşan, oturduğu koltuğu etiket için kullanan, birilerine yaranmak için tüm değerlerini feda eden...
Dernek kurmak çocuk işi. Büyük derneklere temsilci olmak ise ilişki işi. İlişkilerini iyi kullanırsan, işsizken iş adamları derneği, arsızken değerler derneği, hırsızken, yardım derneği, alkollü kullanıyorken, alkolle mücadele derneği, tefeciyken…
Bunların ayrıntısına çok inmeye gerek yok ama hepsi toplumumuzda mevcut. İsteyen istediği derneği kurabiliyor ya da yukarıdaki dayılarını arayıp istediği derneğin mümessili olabiliyor.
Yukarıdakilerin bazıları kandırılıyor, bazılarıysa içi boş adamı daha rahat kullanırım diye olaya göz yumuyor. İş böyle olunca da toplumun temel dinamiklerini oluşturan STK’lar, çoğu zaman toplumu ters istikamete yönlendiriyor. Kendisinin veya bir grubun menfaati için çabalayan STK’lar, toplumu bir karanlığa doğru itiyor. Karar vericilerde, herhangi bir fikri olmayan bu STK’cılardan, bazen fikir talep ediyor.
Gelelim gazeteciliğe, bu konuda çok fazla konuşamayacağım. Eline kalem alan herkes, ben gazeteciyim diye o kelemi birilerine batırmaya ya da üzerine ayağı mürekkebe bandırılmış kedi salsanız daha kaliteli ürün çıkaracağı kağıt parçalarıyla birilerine yelpaze yapmaya başlar.
Bu işi denetleyecek birim deseniz olmaz, cemiyet deseniz, herkes kendi cemiyetini kuruyor yasa deseniz, üstünden çok rahat atlanır. Birine dokunsanız, hepsine saydırır. Ona göre en kaliteli, en ilkeli, en donanımlı, en faydalı olan kendisi, gerisi hepsi boş…
İş böyle olunca da çabalar hep boş!
Bunlar en önemli ve en etkili meslekler. Aynı zamanda kirletilmesi en muhtemel olanlar. Diğerleri de önemsiz değil.
Öğretmen taklacı olursa, öğrenci paçalı olur. Doktor, suistimal ederse organlar üzerine pazarlık olur. Mühendis ihmal ederse, haneler harabe olur, temizlikçi ihmal ederse her yeri kok götürür…
Bunun içinde herkes şapkasını önüne koyup düşünsün. Yaptığımız küçük hesaplar yüzünden hepimiz kaybediyoruz. Yaptığımız ya da göz yumduğumuz bir çok yanlış, bugün olmasa da yarın mutlaka ayağımıza dolanacaktır. Dün yapılan yanlışlar bugün bize, bugün yaptığımız yanlışlar yarın çocuklarımıza dolanacaktır.

Kalite ve güven arıyorsak, başta kendimizden başlayarak çevremizi değerlerle işleyelim.
Menfaat için iş yapana değer değil ederini verelim.
Allah için toplum için doğa için samimiyetle çaba sarf edenlere ise değer verelim.
Ortak değerlere saygı gösterenleri öne çıkaralım, menfaat için çalışanları değil menfaatini ezerek çalışanları sevelim.
Herkese de kulp bulma hastalığından kurtulalım. Her yerde taklacılar olduğu gibi mutlaka samimi insanlarda vardır. Onları bulmak biraz zor biraz kolaydır.
Kolaydır çünkü samimiyet gözlüğünü takarsanız onları hemen tanırsınız.
Zordur çünkü o gözlüğü öyle hemen elinize alıp takamazsınız! (ŞEHMUS TEMİZ)



Yükleniyor

Yükleniyor

Yükleniyor