Tarih: 20.08.2016 13:39

DARBE VE SONRASI

Facebook Twitter Linked-in

Mehmet KOÇ´un Kaleminden
 
Türkiye, milli irade ve demokrasiye karşı yapılan darbe müdahalesine karşı, top yekûn ortaya koyduğu kararlı tepkiyle, darbeci işgalcilere fırsat vermedi ve onları yendi. 
Halk, demokrasi ve özgürlük için; aralarındaki fikir ayrılıklarını bir yana bırakarak aynı meydanlarda omuz omuza mücadele ederek, sonunda bu terörist darbe teşebbüsünü def etmeyi başarmıştır. 
Bir başka ifade ile halk, demokrasiye sahip çıkmış, kavgasız, dövüşsüz, dayatmasız olarak bir arada yaşamaya işaret etmiştir. 
Denilebilir ki darbe esnasında siyasi partiler adeta yekvücut oldu. Her kes demokraside yana tavır aldı. Öte yandan AK Partiye muhalif gazete ve televizyonların, darbe girişimine karşı gösterdikleri duruş ise, gerçekten takdir edilecek bir durumdur.
Gelinen noktada Türkiye, gerilim, kutuplaşma konusunda 14 Temmuz´dan daha iyi bir duruma geldi. Bunun nedeni darbe girişimine karşı ortak bir tepkinin gösterilmesidir. Bu da hiç küçümsenmeyecek bir dayanışmadır.
Doğubayazıt Halkı da Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Ağrı Valisinin çağrılarına uyarak, ilçemizdeki bazı kanaat önderlerinin de teşvikiyle, darbeye karşı yapılan gösterilere yoğun bir şekilde katılarak tankların çıkışını engellemiştir. 
Hemşerilerimiz, İlçedeki üst dereceli kamu görevlilerinin yanında yer almış, sonrasında da sürekli nöbet tutmak suretiyle darbecilere geçit vermemiştir.
Halk iradesi ile oluşan en kötü bir sivil yönetimin bile darbe yönetimlerinden çok daha iyi olduğunun bilincinde olan Doğubayazıt Halkı, hiç tereddüt göstermeden ilk saatlerden itibaren devletin yanın da yer almış, kaymakamlık bahçesinde sabahlara kadar bekleyerek demokrasiyi ve müesses nizamı koruma iradesi göstermiştir. 
Çünkü özgürlükler ve farklılıklara saygı, halkın önemli kazanımlardır ve bu da ancak demokratik yönetimlerde bulunur. Darbe ile iş başına gelen yönetimlerde ise ne özgürlük vardır ne de farklılıklara saygı. Onun için böyle yönetimler, hiçbir zaman toplumsal barışı sağlayamazlar, aksine etkisi uzun yıllar devam edecek derin yaralanmalara sebep oluyorlar.
Acıklı bir durum olsa bile,  iktidar ve muhalefet çevreleri ancak bu FETÖ darbesi karşısında bir araya gelip uzlaşma zemini buldular. O nedenle, oluşan bu uzlaşma ortamı mutlaka devam etmelidir. 
Nitekim Sayın Cumhurbaşkanı da, bu duruma dikkat çekerek? hiç birimiz 15 Temmuz öncesi gibi davranamayız? dediler.
Sayın Cumhurbaşkanının bu söylemine siyasetçiler ile birlikte,  bürokraside karar mevkisinde olan kamu görevlileri de uymalıdır. Dikkat edilirse darbe sırasında bütün vatandaşlar biri birlerine adeta kenetlenmiş, böylece, arzulanan Büyük Türkiye fiilen ortaya çıkmıştır.
O nedenle geçmişte şöyle ya da böyle yapılan hatalı davranış ve uygulamalar süratle terk edilmeli, Devlet-Vatandaş kaynaşmasına gerekli hassasiyet gösterilmelidir.
Öte yandan Kürt Siyaseti de, bu darbe girişiminden bazı dersler çıkarmalıdır. Halkın yararına olan demokratik uzlaşı yollarına odaklanmalı, çatışma ortamı kesinlikle terk edilmelidir. 
Barış, özgürlük ve demokrasi isteniyorsa, bunun yol ve yöntemi; çatışma ortamından hızla uzaklaşılması gerekir.
 



Orjinal Habere Git
— HABER SONU —