Nezir Çelik Yazıyor

40-50 yaşlarında olanlar hatırlayacaklar, Gültepe Köyünün ortasında bir tepe vardı ve köy ismini bu tepeden alırdı. Etrafında hiç dağ olmayan ve nasıl oluştuğu hakkında bilgi alınamayan bu Tepe, aynı zamanda Doğubayazıt ovasına da değişik bir güzellik katıyordu.

Daha sonra bu tepe, Doğubayazıt´ın sokaklarına taşındı. Beceriksiz belediye yönetimleri bozuk sokak yollarını bu toprakla kumlayarak doldurmaya çalıştılar.

Çok değişik bir topraktı Gültepe´nin kumu, çünkü bir süre sonra adeta eriyip yok oluyordu, yollar yeniden bozuluyordu. Kolayını bulan belediye yönetimleri yollara yeniden Gültepe köyünün o kırmızı pomzasını taşıyorlardı.

Öyle ki zaman geldi Gültepe´nin o dağı yok olup gitti. Tepe küçüldü ortadan ikiye bölündü ve halk arasında yeni adı karnıyarık tepe oldu.

Şimdi de sırada Karabulak köyünün tepeleri var. Gültepenin karşısındaki Karabulak tepeleri ise tam da Iğdır yolu üzerinde ve onları yok etmek ya da şeklini değiştirmek an meselesi.

Bir taraftan Kalus Dağı öğütülüp beton santrallerinde kullanılırken, bir taraftan da Karabulak ve Gültepe´nin fiziki coğrafyası kolay kazanç uğruna değiştiriliyor.

Yasalar; dağlar ve tepelerin devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğunu söylüyor, fakat her nedense Devlet denen kişi mallarına sahip çıkmıyor.